Ana içeriğe atla

Sakıp Sabancı Müzesi’nde günü dondurup geçmişe yolculuk



Sakıp Sabancı Müzesi’nde Kalıcı Koleksiyon sergilerinden “Kitap Sanatları ve Hat Koleksiyonu” sergisi görülmeye ve üzerinde düşünülmeye değer.

“Bir kuruluşun başarısı ve kalıcılığı yalnızca ekonomik değerlerle değil, aynı zamanda sanat, kültür ve eğitim alanlarına sağladığı katkıyla ölçülebilir” diyen Sakıp Sabancı, başta ünlü hattatların güzel yazı örnekleri ve Kuran-ı Kerim nüshaları olmak üzere, sanatlı el yazma kitaplar koleksiyonu yapmaya Sultan II. Mahmud’un yazmış olduğu bir levhayı satın alarak başladı.  Koleksiyon 1980’lerde daha çok zenginleşince Sabancı ve ailesi koleksiyonu güçlendirmek ve müze oluşturmak için adımlar attı.


İstanbul’un Emirgan ilçesinde bulunan Atlı Köşk, 1998’de müzeye dönüştürülmek üzere Sabancı Ailesi tarafından Sabancı Üniversitesi’nin kullanımına tahsis edildi ve 2002’de Sabancı Üniversitesi Sakıp Sabancı Müzesi adıyla ziyarete açıldı. 1951 yılında alınan bu köşkte 1966’ya kadar Hacı Ömer Sabancı ve ailesi yaşadı. Hacı Ömer Sabancı vefat edince, ev birkaç yıl boş kaldıktan sonra Sakıp Sabancı ailesiyle 1970’den itibaren yaşadı. Müzeye giriş yaptığımızda, giriş katındaki üç oda bizi selamlıyor. Bu üç oda Sabancı ailesinin köşkte yaşadığı dönemde kullandığı mobilya ve 18-19. yüzyıl dekoratif sanat eserleriyle döşenmiş halde korunuyor. Köşkün üst kat odalarını ise Osmanlı kitap ve hat sanatı örneklerinin sergilendiği salonlar kapsıyor. Alttan hafif bir şekilde gelen Osmanlı Musikisi eşliğinde odaları gezmeye başlıyoruz. Odalardan birinde, Arapzamkı denilen yazı sanatında kullanılan iş mürekkebi beziryağı, balmumu, neftyağı, gazyağı ve benzeri maddelerden elde edilen is ile arapzamkı ve suyun birleşiminden oluşan alet dikkatimi çekiyor. Sonra Sultan Abdülmecid’in (h. 1839-1861) tuğralı yazı takımını görüyorum. Daha sonra ise 19. yüzyıldan kalma gümüş kitap kılıfı, şemşeli ve köşebentli deri cilt, gül dalı ile süslenmiş deri cilt ve kadife cildi görüyorum. Hepsi öylesine özenilmiş öylesine ince ince işlenmiş eserler ki adeta büyülüyor.

Kitap Sanatları ve Hat Koleksiyonu’nda, 14. Yüzyıl sonlarından 20. Yüzyıla kadar uzanan sürede hazırlanmış sanatlı elyazması Kuran-Kerim nüshaları ve dua kitapları, Osmanlı hattatlarının ayet, hadis ve güzel sözleri farklı hat karakterleriyle yazdıkları kıt’a, murakka ve levha halindeki hüsnühatları, Osmanlı padişahlarının tuğralarıyla donanmış, kimisi tezhipli resmi belgeler ve hattatların yazı araçları yer alıyor.

Ai WeiWei 12 Eylül'de Sakıp Sabancı Müzesi’nde
12 Eylül’de Sakıp Sabancı Müzesi, Akbank’ın desteğiyle çağdaş sanatın en önemli isimlerinden ünlü Çinli sanatçı Ai WeiWei’yi ağırlıyor. Günümüz dünyasıyla ilgili mesajları geleneksel Çin el sanatları aracılığıyla bizlere aktaran sanatçının 100’ü aşkın eseri bizlerle buluşacak. Porselen çalışmalarına odaklanan serginin anlatısı, sanatçının hem hayat hikâyesinin, hem de onun el sanatları geleneğine ve sanat tarihine yaklaşımının izlerini taşıyacak. 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İKSV Kültür Sanat Kart Sahibi Gençler İle Fazıl Say Konseri

İKSV’nin düzenlediği etkinliklere gençlerin doyasıya gidebilmeleri için verilen ‘’Kültür Sanat Kart’’ sahibi gençler ile Fazıl Say konserinin hemen öncesinde buluştuk.  Daha sonra 15 Haziran tarihinde, 45.İstanbul Müzik Festivali kapsamında, Lütfi Kırdar Uluslararası Kongre ve Sergi Sarayı’nda gerçekleşen konserin yolunu tuttuk. Kültür Sanat Kart, İKSV’nin düzenlediği festivallere, eğitim hayatını sürdüren üniversite öğrencilerinin gidebilmeleri için, 250 lira yüklenmiş olarak verilen ve çekiliş sonucunda 1000 öğrenciye ulaştırılan karttır.  Şimdi gelin o gün, Fazıl Say konserini seçen, konser öncesi İKSV ekibi ve Yekta Kopan ile kültür-sanattan, hayattan konuşmak için buluştuğumuz şanslı kart sahipleri gençleri daha yakından tanıyalım. İstanbul’a 2 yıl önce Van Erciş’ten üniversite eğitimi için gelen Rojda Zörer , İstanbul Üniversitesi’nde Felsefe okuyor. Ailesi aslen Ardahanlı olan Emre Ağdemir , İstanbul Sultangazi’de ailesiyle birlikte yaşıyor. İstanbul Tıp ...

Mustang

Bu kızlar kurban değil, onlar birer kahraman… Deniz Gamze Ergüven’in ilk uzun metrajlı filmi Mustang, Türkiye’deki kadınların, özellikle genç kızların yaşadığı baskıları ele alıyor. Fransız-Alman-Türk ortak yapımı olan film, annesini ve babasını kaybettikten sonra amcaları ve babaanneleriyle Kastamonu’da yaşayan beş kız kardeşin, tek bir olayla hayatlarının nasıl değiştiğini anlatıyor. Filmde, özgürlükleri için savaşan Mustang kızlarının hayatları masalsı bir şekilde beyaz perdeye yansıtılıyor. Filmin başrollerinde   Güneş   Nezihe Şensoy, Doğa Zeynep   Doğuşlu, Elit İşcan, Tuğba Sunguroğlu, İlayda Akdoğan, Nihal Koldaş ve Ayberk Pekcan yer alıyor. Filmin yönetmeni ve senaristi ise, Deniz Gamze Ergüven. Her şey beş kız kardeşin okul çıkışı denizde erkek arkadaşlarıyla oynadıkları masum bir oyunla başlıyor. Bu oyun kasaba halkı tarafından edepsizlik olarak yorumlanıyor ve beş kız kardeşin hayatı bu noktadan sonra, onları bir an önce evlendirmeyi hedefleyen tut...