Ana içeriğe atla

Öğrencileri bienalin takipçisi değil, yaratıcısı yapacak proje

Kerem Piker küratörlüğündeki Vardiya projesi, mimarlık öğrencilerinin bienal sergilerinin salt takipçisi değil, aynı zamanda bilfiil üreticisi olmasını hedefliyor.

Bu yıl 26 Mayıs- 25 Kasım tarihleri arasında 16’ncısı düzenlenecek olan Venedik Mimarlık Bienali’nin Uluslararası Mimarlık Sergisi Türkiye Pavyonu “Vardiya” projesi ile Venedik’te olacak.
Küratörlüğünü, 2010 yılında Chicago Atheneum tarafından Avrupa'daki 40 yaş altındaki en iyi 40 mimardan biri olarak gösterilen Kerem Piker’in üstleneceği Vardiya projesi, mimarlıkla ilgili farklı entelektüel disiplin ve kültürlerin temsilcilerini buluşturacak.
Bienale sergi süresince haftalık vardiyalar halinde gidecek mimarlık öğrencileri, bu yılki teması Freespace / Serbestmekân olarak belirlenen kavram çerçevesinde geniş katılımlı bir projeye dâhil olacak.
“Mimarlık dünyasının genç aktörleri tarafından da ulaşılabilir hale getirmenin öğrenme ortamını yeniden kurgulamak açısından önemli olduğunu düşünüyoruz” diyen bienalin Türkiye Pavyonu küratörü Kerem Piker ile bienal sergisini konuştuk.
Vardiya Projesi’nin temelinde bilgiyi olabildiğince ulaşılabilir hale getirmek gibi bir motivasyon olduğunu hatırlamak olmadığını söyleyen Piker, bienalin sadece öğrencilere ait bir alan olmadığını, bienal fikrini ve üretim süreçlerini sorgulamamız açısından etkinlikler ve atölye çalışmalarıyla tüm sanatseverlere, akademisyenlere, pratisyenlere hitap ettiğini vurguluyor.
“Mimarlık bilgisi sürekli genişleyen, yenilenen ve dönüşen bir disiplin…”
Venedik Bienali Mimarlık Sergisi Türkiye Pavyonu için bu yıl mimarlık öğrencilerine yönelik bir açık çağrı gerçekleştiriyorsunuz. Venedik Bienali’nde olmak isteme ve akabinde genç nesil ile ortak bir alanda buluşmak tercihinizin arkasında yatan düşünce nedir?
2018 yılında gerçekleştirilecek olan serginin teması küratörler tarafından Freespace (serbest mekân) olarak açıklandıktan sonra Türkiye Pavyonu için düzenlenen açık çağrı bizi ister istemez Bienal’in kendisinin kimler için var olduğu, ne kadar ulaşılabilir gibi sorular üzerinde düşünmeye itti. Mimarlık bir yanıyla bakıldığında bilgisi sürekli genişleyen, yenilenen ve dönüşen bir disiplin... Mimarlığın en önemli öğrenme ortamlarından birisi olan bienal ise son yıllarda mimarlık dünyasının sınırlı bir kesimine ulaşan bir tür halkla ilişkiler etkinliği olarak görüldü ve sıklıkla eleştirilir oldu. Bizler bienali Mimarlık dünyasının genç aktörleri tarafından da ulaşılabilir hale getirmenin bu öğrenme ortamını yeniden kurgulamak açısından önemli olduğunu düşünüyoruz.
Venedik Bienali Türkiye Pavyonu’nda yeni nesil mimarlık öğrencilerinin var olmasına, bir şekilde seslerini duyurabilecekleri alanın oluşturulmasına nasıl karar verildi?
Bienalin mimarlık öğrencileri için ulaşılabilir kılınması işin sadece bir yönü... Öte yandan bizim için Türkiye Pavyonu bir salt sergi alanı olmanın ötesinde bir buluşma, karşılaşma ve üretim mekânı olma potansiyeli taşıyor. Bu itkilerle hazırladığımız Vardiya, Venedik Bienali Mimarlık Sergisi süresince Türkiye Pavyonu’nda gerçekleştirilecek etkinlikler, buluşmalar ve bir dizi atölye çalışmasını içeren bir araştırma programı olarak tarif edilebilir. Haftalık vardiyalar halinde İKSV’nin ev sahipliğinde Venedik’e götürülecek öğrenciler, Venedik’te bulundukları bir haftalık süre boyunca bienali gezecek ve düzenlenecek atölye çalışmalarına katılacak. Böylelikle mimarlık öğrencilerinin bienal sergilerinin salt takipçisi değil, aynı zamanda bilfiil üreticisi olmalarını hedefliyoruz.

“Her bir öğrenci için öngörülen seyahat süresi bir hafta”

Mimarlık öğrencileri 26 Mayıs- 25 Kasım tarihlerinde Venedik’te gerçekleşecek atölye çalışmalarına ve etkinliklerine katılabilecek. Peki, bu noktada öğrencilere ne gibi imkânlar sağlanacak?
Vardiya Projesi kapsamında gerçekleştirilecek etkinliklere katılmak isteyen öğrencilerin seçilebilmesi için bir açık çağrı düzenledik. Mimarlık Lisans ve Yüksek lisans öğrencilerine yönelik olan çağrı sonucunda belirlenecek yüzün üzerinde öğrenci haftalık vardiyalar halinde IKSV’nin koordinasyonunda Venedik’e götürülecek.
Türkiye’den seçilecek olan katılımcıların İstanbul-Venedik ve Venedik-İstanbul uçak biletleri, Türkiye dışından seçilen başvuru sahiplerinin başvuru anında belirttiği şehirden Venedik’e gidiş için tren ya da uçak bileti ve aynı şehre Venedik’ten dönüş bileti proje kapsamında karşılanacak.
Her bir öğrenci için öngörülen seyahat süresi bir hafta; Söz konusu bir haftalık süre boyunca öğrencilere giderleri proje kapsamında anlaşma yapılan kurumlar vasıtasıyla karşılanacak öğrenci yurtlarında konaklama imkânı sağlanacak. Ayrıca katılacak öğrencilerin yemek, ulaşım, bienal bileti gibi günlük giderleri için de maddi destek sağlanması hedefleniyor.
Sizce bu sergi, mimarlık öğrencilerine nasıl faydalar sağlayacak?
Serginin salt mimarlık öğrencilerine yönelik olduğunu düşünmek doğru değil; zira biz bütün bu etkinlikler ve atölye çalışmalarını, akademisyenleri, pratisyenleri, mimarlıkla ilgili farklı entelektüel disiplinlerin ve kültürlerin temsilcilerini buluşturacak bir ortam olarak tarif etmek için gayret ediyoruz. Bu türden bir kültürlerarası ortamın içerisinde mimarlık üzerine yeniden düşünme imkânı bulacak olan bizlerin inanıyorum ki öğreneceği pek çok şey var.

“Çağrıyı olabildiğince yaygınlaştırmak ile başlayabilirler”

Başvuruda bulunacak mimarlık öğrencilerine ne gibi tavsiyelerde bulunursunuz?
Vardiya mimarlık öğrencileri için bir imkân; bu imkânın iyi değerlendirilebilmesi doğru motivasyonlarla ancak mümkün olabilir. Vardiya Projesinin temelinde bilgiyi olabildiğince ulaşılabilir hale getirmek gibi bir motivasyon olduğunu hatırlamak gerekli; dolayısıyla bir tür rekabetçi düşüncenin esiri haline dönüşmeden bu proje için açtığımız çağrıyı olabildiğince yaygınlaştırmak ile işe başlayabilirler. İkincisi, hangi yarıyıl öğrencisi olduklarına bakmaksızın okul ve okul dışı öğrenme ortamlarında ürettikleri her türlü kişisel üretimi yeniden değerlendirerek kendilerini doğru ifade edecek iyi bir portfolyo hazırlamalarını bekliyoruz. Son olarak da bir kısa video hazırlamalarını istedik; bu video bienal üzerine düşünmeye başlamak için de iyi bir fırsat. 
Peki, başvurular nasıl yapılacak?
Başvuru için öğrencilerin mimarlık öğrenimleri boyunca hazırladıkları projelerin ve varsa okul dışı öğrenme ortamlarında geliştirdikleri projeler, yarışma katılımları, atölye çalışmaları, eskizler, yazılar, kişisel üretimlerinin yer alabileceği Portfolyo’larının yanı sıra 30-60 saniye uzunluğunda bir video da hazırlamaları gerekiyor. Serbest teknikle hazırlanabilecek kısa videoların “Bienal ne için var?”, “Bienal ne işe yarar?” ve “Bienal kimin için var?” sorularının bir ya da birkaçına yönelik olması isteniyor.
Öğrencilerin hazırladıkları kısa videoyu Vimeo, Youtube benzeri bir video paylaşım sitesine,  portfolyolarını ise issuu, behance benzeri bir portfolyo paylaşım sitesine yüklemeleri gerekiyor.
Portfolyo ve videolarını web sitelerine yükleyen ve http://vardiya.iksv.org adresinde yer alan katılım formunu eksiksiz olarak dolduran öğrencilerin, bu bilgileri vardiya@iksv.org adresine son başvuru tarihi olan 1 Şubat 2018’e kadar e-posta ile iletmeleri gerekiyor. Kerem Piker liderliğindeki küratöryel ekip tarafından yapılacak değerlendirme sonucunda birinci aşamayı geçen proje sahipleri ile ikinci aşamada Google-Hangout üzerinden İngilizce ve Türkçe video mülakat yapılacak. Vardiya projesi kapsamında 16. Venedik Bienali Uluslararası Mimarlık Sergisi’ne katılacak öğrencilerin isimleri, 1 Mart 2018 tarihinde http://vardiya.iksv.org web adresinde ilan edilecek.

İKSV’nin, koordinasyonunu yürüttüğü Türkiye Pavyonu’nda bu yıl mimarlık öğrencileri de yer alacak

İKSV’nin ev sahipliğini yaptığı Türkiye Pavyonu’nda, Kerem Piker’in yanında Cansu Cürgen, Yelta Köm, Nizam Onur Sönmez, Yağız Söylev ve Erdem Tüzün de yardımcı küratör olarak görev alıyor. Küratöryel ekip, düzenlediği açık çağrı ile dünyanın bütün mimarlık öğrencilerini Türkiye sergisinde yer alıp atölye çalışmalarına katılmak üzere başvuruda bulunmaya davet ediyor.  Mimarlık bölümü lisans ve yüksek lisans öğrencilerine yönelik Vardiya uluslararası açık çağrısına, Türkiye’de mimarlık eğitimi veren okullar ile akredite olan bütün mimarlık okullarının öğrencileri başvurabiliyor. Açık Çağrı Başvuruları için son tarih ise 1 Şubat 2018. Bienal ile mimarlık öğrencileri, Türkiye Pavyonu’nda düzenlenecek bir dizi etkinlik ve atölye çalışmalarına katılarak ve alanı gezerek, zaman içerisinde gelişen, büyüyen, zenginleşen bir sergi içeriği oluşturacak ve serginin sadece takipçisi değil üreticisi de olacak.


Kerem Piker kimdir?

2001 yılında İTÜ Mimarlık Fakültesi'nden lisans, 2004 yılında ise Hollanda TUDELFT Mimarlık Fakültesi'nden yüksek lisans derecesiyle mezun oldum. 2004 yılında İstanbul’a döndükten sonra yaklaşık 6 yıl kadar EAA’da mimar olarak çalıştım. 2010 yılında Chicago Atheneum tarafından Avrupa'daki 40 yaş altındaki en iyi 40 mimardan biri olarak gösterildim.
2011 yılında KPM-Kerem Piker mimarlık ofisini kurduktan sonra, pek çok ödüllü projenin de tasarımını gerçekleştirme imkanı buldum. 2016 yılında tasarımını üstlendiğim Akyazı Kültür Merkezi XV. Dönem Ulusal Mimarlık Ödülleri Proje Başarı Ödülü’ne layık görüldü. Mimarlık pratiğinin yanı sıra 1998 yılından bu yana İstanbul Teknik Üniversitesi, Yıldız Teknik Üniversitesi, Gebze YTE, Bilgi Üniversitesi ve Kültür Üniversitesi mimari proje stüdyolarında ve ulusal mimari proje yarışmalarında jüri üyesi ve konuk öğretim görevlisi olarak yer aldım. Son olarak da sizlerin de bildiği üzere koordinasyonu İstanbul Kültür Sanat Vakfı tarafından yürütülen ve 2018 yılında gerçekleştirilecek olan Venedik Mimarlık Bienali Türkiye Sergisi’nin küratörlüğünü üstleniyorum.
 Bu röportaj 17 Ocak 2018 tarihinde T24 adresinde yayınlanmıştır.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İKSV Kültür Sanat Kart Sahibi Gençler İle Fazıl Say Konseri

İKSV’nin düzenlediği etkinliklere gençlerin doyasıya gidebilmeleri için verilen ‘’Kültür Sanat Kart’’ sahibi gençler ile Fazıl Say konserinin hemen öncesinde buluştuk.  Daha sonra 15 Haziran tarihinde, 45.İstanbul Müzik Festivali kapsamında, Lütfi Kırdar Uluslararası Kongre ve Sergi Sarayı’nda gerçekleşen konserin yolunu tuttuk. Kültür Sanat Kart, İKSV’nin düzenlediği festivallere, eğitim hayatını sürdüren üniversite öğrencilerinin gidebilmeleri için, 250 lira yüklenmiş olarak verilen ve çekiliş sonucunda 1000 öğrenciye ulaştırılan karttır.  Şimdi gelin o gün, Fazıl Say konserini seçen, konser öncesi İKSV ekibi ve Yekta Kopan ile kültür-sanattan, hayattan konuşmak için buluştuğumuz şanslı kart sahipleri gençleri daha yakından tanıyalım. İstanbul’a 2 yıl önce Van Erciş’ten üniversite eğitimi için gelen Rojda Zörer , İstanbul Üniversitesi’nde Felsefe okuyor. Ailesi aslen Ardahanlı olan Emre Ağdemir , İstanbul Sultangazi’de ailesiyle birlikte yaşıyor. İstanbul Tıp Fakültesi

Senaryonun Üstadı Robert McKee İstanbul’daydı.

Bu yıl 10-18 Kasım tarihleri arasında düzenlenen 4. Uluslararası Boğaziçi Film Festivali, Hollywood’un teorisyeni olarak bilinen Robert McKee’yi ağırladı. İstanbul Medya Akademisi ve Uluslararası Boğaziçi Sinema Derneği’nin düzenlediği 4. Boğaziçi Film Festivali’ne, 16-18 Kasım tarihleri arası senaristlerin el kitabı olarak bilinen “Story” kitabının yazarı Robert McKee konuk oldu. McKee, 3 gün boyunca Haliç Kongre Merkezi’nde gerçekleşen “GENRE Seminar/ Tür Semineri”nde ilk gün “Tv/Dizi”, ikinci gün “Aksiyon/Gerilim” ve son gün “Komedi” başlıkları adı altında konuştu. Üsküdar Üniversitesi İletişim Fakültesi öğrencileri olarak bizler de Robert McKee’nin “Tür Semineri”ndeydik. İlk oturumu 16 Kasım’da gerçekleşen seminerde McKee, “Tv/Dizi” başlığı kapsamında dizilerin altı türü, çatışma düzeyleri, dizi varyasyonları, karakter örgüleri, karakter tasarımı gibi teorik kavramlardan bahsetti. Daha sonra seminere, dünyaca ünlü “Breaking Bad”, “24” gibi dizilerin üzerinden analizl

Sakıp Sabancı Müzesi’nde günü dondurup geçmişe yolculuk

Sakıp Sabancı Müzesi’nde Kalıcı Koleksiyon sergilerinden “Kitap Sanatları ve Hat Koleksiyonu” sergisi görülmeye ve üzerinde düşünülmeye değer. “Bir kuruluşun başarısı ve kalıcılığı yalnızca ekonomik değerlerle değil, aynı zamanda sanat, kültür ve eğitim  alanlarına sağladığı katkıyla ölçülebilir” diyen Sakıp Sabancı, başta ünlü hattatların güzel yazı örnekleri ve Kuran-ı Kerim nüshaları olmak üzere, sanatlı el yazma kitaplar koleksiyonu yapmaya Sultan II. Mahmud’un yazmış olduğu bir levhayı satın alarak başladı.  Koleksiyon 1980’lerde daha çok zenginleşince Sabancı ve ailesi koleksiyonu güçlendirmek ve müze oluşturmak için adımlar attı. İstanbul’un Emirgan ilçesinde bulunan Atlı Köşk, 1998’de müzeye dönüştürülmek üzere Sabancı Ailesi tarafından Sabancı Üniversitesi’nin kullanımına tahsis edildi ve 2002’de Sabancı Üniversitesi Sakıp Sabancı Müzesi adıyla ziyarete açıldı. 1951 yılında alınan bu köşkte 1966’ya kadar Hacı Ömer Sabancı ve ailesi yaşadı. Hacı Ömer Sabancı ve