Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Ekim, 2017 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Çocuklara bir Bienal anlatısı: Opti ile Pesi

İstanbul Kültür Sanat Vakfı tarafından bu yıl 15’incisi düzenlenen İstanbul Bienali bir çocuk kitabı yayımladı. Yazar Yekta Kopan ve çizer Gökçe Akgül tarafından hazırlanan, yayın yönetmenliğini Burcu Ural Kopan’ın yaptığı kitap, “Opti ile Pesi: Komşuluk Şarkısı” başlığını taşıyor. İKSV tarafından 15. İstanbul Bienali’ni çocuklara anlatmak için, güncel sanata, iyi bir komşu temasına karşı çocuklara merak uyandırmak için hazırlanan “Opti ile Pesi: Komşuluk Şarkısı” bienal mekanlarından ve anlaşmalı kitabevlerinden ücretsiz olarak temin edilebiliyor. Kitap iyimser ve kötümser olan martı karakterleri temsiliyle çocukları İstanbul Bienali’nde macera dolu bir yolculuğa çıkarıyor. Kitapta çocuklar Opti ile Pesi’nin peşine takılıp İstanbul Bienali’ndeki yedi eserle bağ kurabiliyor. Kitabın ‘sözlükçe’ bölümünde de çocuklar güncel sanata dair kelimeler ve kavramlarla tanışıyor. ‘İYİMSERLE KÖTÜMSER BİRLİKTE UÇSUN İSTEDİM’ Kitabın yazarı Yekta Kopan, çizeri Gökçe Akgül ile bir aray

Başka bir yaşam mümkün mü?

Norveç ve Finlandiya’nın çocuk yazarlarından Björn Sortland, Timo Parvela ve Angry Birds akıllı telefon ve bilgisayar oyunun illüstratör ekibinden Pasi Pitkanen’den heyecan dolu bir uzay macerası…  Kepler62: Gerisayım Hep düşlemez miyiz? Şehirden uzaklaşıp kırsala, insanın çok olmadığı, paranın çok fazla değerinin anlaşılmadığı, gerçekten kendi kimliğimiz ile yaşadığımız bir yere yerleşmeyi… Hep düşleriz. Şehrin kalabalığının tozunu yutan, paranın değerinin çok fazla önemli olduğunu gören her insan günün birinde böyle bir yaşam kurmayı hep düşler. Ama tabii ki çoğu insan bunu gerçekleştiremez. İşte bu yolculukta şehirden kırsala olan değil de dünyadan farklı gezegenlere olan bir arayış yolculuğu… Marie’nin yolculuğu… Dünya’ya çok benzeyen yeni gezegenlerin bulunduğuna dair söylentiler vardır. Çok uzun zamandır dünyadaki yaşamın da çivisi çıkmıştır. Fazla kalabalık, berbat hava, insanların gereğinden çok fazla savaşması ve birbirini çok kolay bir şekilde öldürmeleri

Contemporary İstanbul'un konuşan eserleri

Bu yıl 12'ncisi düzenlenen Contemporary İstanbul 14-17 Eylül tarihleri arasında Lütfi Kırdar Rumeli Salonu ve İstanbul Kongre Merkezi’nde, 42’si yabancı, 31’i Türk 73 galeriye ve toplamda 1500 esere ev sahipliği yapıyor. Bir tavsiye; alana tek başınıza gidin ve eserlerin başında durup onlarla konuşun. Contemporary İstanbul, Türkiyeli sanatçıları dünya sanatçılarıyla buluşturan ve dünya sanatını Türkiye’ye taşıyan en önemli araçlardan biri. Bir tavsiye; alana tek başınıza gidin ve  eserlerin başında durup onlarla konuşun. Üstelik eserlerden bazılarının sanatçılarını orada yakalayıp onlarla sohbet edebiliyorsunuz. Ali Elmacı ve Hande Şekerciler’i eserlerinin başında buldum ve hikâyelerini kısaca anlatmalarını istedim. CİNSİYETİMİZE KARIŞIYORLAR  Mimar Sinan Güzel Sanatlar Heykel Ana Sanat Dalı’ndan mezun olan Hande Şekerciler, heykellerinde yaptıklarını değil akıllardan geçeni tasvir etmeye çalıştığını belirtiyor ve bizi Contemporary fuarında Gaia Gallery’de “Ecstas

Ayşegül Kocabıçak: Gülüzar yakamı bırakmadı!

Ayşegül Kocabıçak ile haftasonu raflardaki yerini alacak ilk romanı Run Gülüzar Run hakkında konuştuk. Kocabıçak, "Dönem yazmak zormuş bir kere! Onu baştan söyleyeyim. Gülüzar’ın yaşını, yaşına göre bilmesi gerekenleri ve o dönemin sosyokültürel-siyasi olaylarını bir arada verebilmek için ciddi bir araştırma yapmam gerektirdi" dedi. Ayşegül Kocabıçak ile Hep Kitap etiketiyle okuyucuyla buluşan Run Gülüzar Run isimli romanı üzerine konuştuk. Kocabıçak, “Anları kaydetmek, günden kalanları biriktirip yıllar sonra göze getirmek, hem geçmişi anmak hem kişisel tarihini belgelemek gibi. Geçmişi hatırlamak, yaşadığımız anın farkındalığını artırıyor bence. Bir kız çocuğu nasıl yetişkin oluyor ve neden bunu görmezden geliyoruz? Bunu düşündürmek istedim…” dedi. Bizi ilk olarak, 2013 yılında edebiyat dergilerinde yayımlanan öyküleriyle, daha sonra  Aşk Bu  isimli denemelerden oluşan kitabıyla selamlayan Kocabıçak, 2015 yılına geldiğimizde  Dilsiz Annelerin Sessiz Çocukları  ö