Ana içeriğe atla

13. Akbank Kısa Film Festivali



"Beyoğlu Sineması"
Bu yıl 13'üncüsü düzenlenen Akbank Kısa Film Festivali, ulusal ve uluslararası olmak üzere iki ayrı kategoride kısa filmleri ödüllendirdi. Festivale, 52 ülkeden 1.055 film başvurdu. Festivalin ödüllü filmleri, "Ödüllü Filmler Üniversitelerde" etkinliği kapsamında, 27 Mart -11 Mayıs tarihleri arasında 21 ilde toplam 42 üniversitede ücretsiz olarak gösterilecek. Biz de Üsküdar Üniversitesi olarak o şanslı üniversitelerden biriydik. 27-28 Nisan tarihleri arasında Üniversitemizde düzenlenen 4. İletişim Günleri kapsamında ödüllü 7 kısa filmi izledik. İzlediğim kısa filmlerden en çok etkilendiğim "Beyoğlu Sineması" hakkında sizinle tanıtım yazısı paylaşmak istedim keyifli okumalar.

Beyoğlu’nda boş bira şişelerini toplayıp satan sokak çocukları Yunus ve Serhat’ın hikayesi. Günlerden bir gün Beyoğlu Sineması’nın önünden geçerken Serhat, “Buz Devri” film afişine kilitlenir ve o filmi kesinlikle izlemek istiyordur. Serhat, tüm gece boyunca filmin afişini düşünür ve ertesi gün de afişi izlemeye gider. Sinemanın önünde bir kadın vardır ve Serhat hayran hayran afişe bakarken kadın sorar “Filmi izlemek mi istiyorsun, hadi gel birlikte izleyelim.” Serhat heyecanlı bir şekilde kadının teklifini kabul eder ve bilet almak üzere sinemaya girerler fakat gişede ki kadın yer kalmadığını ancak yarın 11.00’a bilet verebileceğini söyler. Serhat’ın yüzü düşer filmi izleyeceği kadın Serhat’a para verir ve yarın 11.00’da sen gel tek başına filmi izle der. Serhat parayı alır ve hızla diğer arkadaşlarıyla kaldığı yere koşar. Ancak ondan yaşça büyük arkadaşı Yunus, Serhat’ın parasına el koyar. O gece Serhat şişe toplamaya koyulur ve bir yerde sızar kalır. Sabah kalktığında yan tarafında bankta oturan adama saati sorar. Adam, saat 11.00’a geliyor der ve Serhat şişelerini toplayarak bir hışımla kalkar, koşar ve şişeleri satmaya gider ancak küçücük bedenin sırtında taşıdığı yük çok fazladır. Koşarken şişeleri topladığı çantası patlar ve birkaç şişe içinden düşer bu yüzden parasını, sattığı adamdan eksik alarak sinema salonuna gider. Gişeden eksik parası ve salona gelirken yanında getirdiği 3 bira şişesi karşılığında bileti alır. Koşarak bir salona girer ancak gişedeki kadının uyarmasına rağmen yanlış filme girer sıkılır uyur film biter salon boşalır ve oradan çıkar. Serhat’ın hikayesi burada biter. Serhat, o kadar yaklaşmasına rağmen bir animasyon filmini bile izleyememiştir.

Festival’i takip eden sinemaseverlerin oylaması sonucu Ömer Ferhat Özmen’in, yazdığı “ Beyoğlu Sineması” isimli filmine “Seyirci Ödülü”


Ulusal kategoride en iyi kısa film ödülü Barış Sarhan’ın yönettiği “Cemil Şov”

Uluslararası kategoride en iyi kısa film Konstantine Kotzamani’den  “Limbo”

Ulusal kategoride mansiyon ödülü, Nurbanu Asena’nın yönettiği “Görünmez Duvarlarım: Kendine Güvensizlik Hikayeleri” ve Muaz Güneş, Emrah Doğru yönetmenliğinde “Yumurta”

Uluslararası kategoride mansiyon ödülü, Ahmad Saleh yönetmenliğinde  ve Sara Kern’in yönettiği “Bol Şans, Orlo- Good Luck Orlo ”




Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İKSV Kültür Sanat Kart Sahibi Gençler İle Fazıl Say Konseri

İKSV’nin düzenlediği etkinliklere gençlerin doyasıya gidebilmeleri için verilen ‘’Kültür Sanat Kart’’ sahibi gençler ile Fazıl Say konserinin hemen öncesinde buluştuk.  Daha sonra 15 Haziran tarihinde, 45.İstanbul Müzik Festivali kapsamında, Lütfi Kırdar Uluslararası Kongre ve Sergi Sarayı’nda gerçekleşen konserin yolunu tuttuk. Kültür Sanat Kart, İKSV’nin düzenlediği festivallere, eğitim hayatını sürdüren üniversite öğrencilerinin gidebilmeleri için, 250 lira yüklenmiş olarak verilen ve çekiliş sonucunda 1000 öğrenciye ulaştırılan karttır.  Şimdi gelin o gün, Fazıl Say konserini seçen, konser öncesi İKSV ekibi ve Yekta Kopan ile kültür-sanattan, hayattan konuşmak için buluştuğumuz şanslı kart sahipleri gençleri daha yakından tanıyalım. İstanbul’a 2 yıl önce Van Erciş’ten üniversite eğitimi için gelen Rojda Zörer , İstanbul Üniversitesi’nde Felsefe okuyor. Ailesi aslen Ardahanlı olan Emre Ağdemir , İstanbul Sultangazi’de ailesiyle birlikte yaşıyor. İstanbul Tıp Fakültesi

Senaryonun Üstadı Robert McKee İstanbul’daydı.

Bu yıl 10-18 Kasım tarihleri arasında düzenlenen 4. Uluslararası Boğaziçi Film Festivali, Hollywood’un teorisyeni olarak bilinen Robert McKee’yi ağırladı. İstanbul Medya Akademisi ve Uluslararası Boğaziçi Sinema Derneği’nin düzenlediği 4. Boğaziçi Film Festivali’ne, 16-18 Kasım tarihleri arası senaristlerin el kitabı olarak bilinen “Story” kitabının yazarı Robert McKee konuk oldu. McKee, 3 gün boyunca Haliç Kongre Merkezi’nde gerçekleşen “GENRE Seminar/ Tür Semineri”nde ilk gün “Tv/Dizi”, ikinci gün “Aksiyon/Gerilim” ve son gün “Komedi” başlıkları adı altında konuştu. Üsküdar Üniversitesi İletişim Fakültesi öğrencileri olarak bizler de Robert McKee’nin “Tür Semineri”ndeydik. İlk oturumu 16 Kasım’da gerçekleşen seminerde McKee, “Tv/Dizi” başlığı kapsamında dizilerin altı türü, çatışma düzeyleri, dizi varyasyonları, karakter örgüleri, karakter tasarımı gibi teorik kavramlardan bahsetti. Daha sonra seminere, dünyaca ünlü “Breaking Bad”, “24” gibi dizilerin üzerinden analizl

Sakıp Sabancı Müzesi’nde günü dondurup geçmişe yolculuk

Sakıp Sabancı Müzesi’nde Kalıcı Koleksiyon sergilerinden “Kitap Sanatları ve Hat Koleksiyonu” sergisi görülmeye ve üzerinde düşünülmeye değer. “Bir kuruluşun başarısı ve kalıcılığı yalnızca ekonomik değerlerle değil, aynı zamanda sanat, kültür ve eğitim  alanlarına sağladığı katkıyla ölçülebilir” diyen Sakıp Sabancı, başta ünlü hattatların güzel yazı örnekleri ve Kuran-ı Kerim nüshaları olmak üzere, sanatlı el yazma kitaplar koleksiyonu yapmaya Sultan II. Mahmud’un yazmış olduğu bir levhayı satın alarak başladı.  Koleksiyon 1980’lerde daha çok zenginleşince Sabancı ve ailesi koleksiyonu güçlendirmek ve müze oluşturmak için adımlar attı. İstanbul’un Emirgan ilçesinde bulunan Atlı Köşk, 1998’de müzeye dönüştürülmek üzere Sabancı Ailesi tarafından Sabancı Üniversitesi’nin kullanımına tahsis edildi ve 2002’de Sabancı Üniversitesi Sakıp Sabancı Müzesi adıyla ziyarete açıldı. 1951 yılında alınan bu köşkte 1966’ya kadar Hacı Ömer Sabancı ve ailesi yaşadı. Hacı Ömer Sabancı ve