Victor Hugo’nun ölümsüz eseri Notre Dame’ın Kamburu’ndan uyarlanan Notre-Dame de Paris müzikali orijinal dili
Fransızca’da sahnelenmek üzere 9-25 Mart arası ZorluPerformans Sanatları Merkezi’ndeydi.
Guinnes Rekorlar kitabına ilk yılında en çok izleyiciye ulaşan müzikal
olarak giren Notre-Dame de Paris müzikali 1998 yılından beri sahneleniyor. 20
ülkede 4500’den fazla sahnelenen müzikal adeta izleyenleri aşk, mültecilik,
güzellik-çirkinlik etrafında döndürüyor. Toplum dışına itilmiş insanları gördüğümüz, kaderi
sorguladığımız bir yolculuğa çıkıyoruz ve mültecilik meselesini, toplumdan dışlanmışlığı net bir şekilde görüyoruz. Güzeller güzeli çok aşığı olan bir kız çingene Esmeralda ve çirkin, kambur bir adam Quasimodo... Her şey güzellik mi? Güzel olman ve çok aşığının olması o ülkede mülteci olmanı, o ülkeye ait olmadığını değiştirir mi? Peki, her şey dış güzellik mi? Fiziksel olarak çirkin olsan güzeller güzeli bir kıza aşık olamaz mısın? O kız sana aşık olamaz mı? Çirkinlerin kaderi aynı mı, kader diye bir şey var mı? Bu müzikali izlerken daha yüzlerce soru etrafında dönebilirsiniz. Dön dön dur zaten sanat bunun için yok mu? Bir mesele...
2 perde olarak 125 dakika süren müzikal hiçbir sahnesinde tempoyu düşürmüyor. Bir yerden bir yere zıplayan dansçılar, müthiş sese sahip olan oyuncular adeta büyülüyor ve Paris’in sokaklarında, Notre-Dame de dolaşıyormuş hissini veriyor. Dillere destan olan müzikalin hikayesine hepimiz aşinayız ama orijinal dili Fransızca’da bu hikayeyi dinlemek, izlemek izleyiciye ayrı bir haz veriyor. Hatta bir süreden sonra sağda solda geçen yazıları okumamaya başlayıp oyuncuların müthiş danslarına, ve seslerine kendinizi bırakıyorsunuz.
2 perde olarak 125 dakika süren müzikal hiçbir sahnesinde tempoyu düşürmüyor. Bir yerden bir yere zıplayan dansçılar, müthiş sese sahip olan oyuncular adeta büyülüyor ve Paris’in sokaklarında, Notre-Dame de dolaşıyormuş hissini veriyor. Dillere destan olan müzikalin hikayesine hepimiz aşinayız ama orijinal dili Fransızca’da bu hikayeyi dinlemek, izlemek izleyiciye ayrı bir haz veriyor. Hatta bir süreden sonra sağda solda geçen yazıları okumamaya başlayıp oyuncuların müthiş danslarına, ve seslerine kendinizi bırakıyorsunuz.
Farklı bir bağ…
Bir sürü insanın aynı anda birkaç meseleye ortak olması, o mesele üstünde düşünmesi, o meseleyle uğraşması o kadar müthiş bir şey ki tiyatro, sinema, sanatın bütün dalları bunu sağlıyor. Ortak bağ kurabilmemizi, bir mesele etrafında dönebilmemizi sağlıyor. Birkaç saatliğine de olsa hiç kimsenin ne ideolojisi, ne dini, ne dili, ne de ırkı önemli olmuyor. Sadece ama sadece birer insan olarak, birer birey olarak bir şeyler paylaşıyorsunuz insan olarak hep aradığımız ve bulmak istediğimiz bir şey bu. İşte sanat bize bunu sağlıyor. Sanat bize iyilik ve birlik getiriyor. İyi ki...

Notre- Dame müzikali için çok güzel bir oyun, şöyle güzel dekor, böyle güzel kostüm gibi şeyler yazmayacağım zaten 4500’den fazla sahnelenerek her türlü başarıya imzasını atmış bir oyun. Nerede olursanız olun denk geldiğiniz an gidin ve izleyin. Özellikle orijinal dili Fransızca’da izlemek muhteşem bir deneyimdi.
Yorumlar
Yorum Gönder